Not: Okumak üzere olduğunuz yazı 30 Mayıs 2011 tarihinde mises.org’da yayınlanan “Subjective-Value Theory” başlıklı makaleden çevrilmiştir.
Önceki makalede maliyet değer teorisinin ana problemlerinden bazılarını açıklamıştım. Şimdiki makalede, fiyat teorisine modern subjektivist yaklaşımın temellerini açıklayacağım ve maliyet teorisinin üstünde nasıl açık bir gelişme olduğunu göstereceğim
Avusturya Yaklaşımı Bireysel Tercihlerle Başlar
1870’lerin “marjinal devrimi” konseptin Leon Walras, William Stanley Jevons ve Avusturya Okulu’nun kurucusu Carl Menger tarafından üç bağımsız keşfini içerse de, ben fiyat teorisine Avusturyalıların elinde geliştiği şekliyle odaklanacağım. Dahası, Murray Rothbard’ın İnsan, Ekonomi ve Devlet kitabında öğretildiği şekliyle teorinin modern bir açıklamasını sunacağım.
Böhm-Bawerk gibi teorinin detaylarını çözmüş olan daha eski Avusturyalıların farklı nüansları olacaktır ve (bizim perspektifimizden) modern anlatımların kaçındığı çıkmazlara girmiş bile olabilir. Bu makale sadece modern subjektivist yaklaşımın temellerini vermeyi planlar, tarihsel gelişimini değil.
Avusturya fiyat teorisinin başlangıç noktası bireylerin ardışık mal (ve hizmet) birimlerinin sıralamasını tuttuğuna yöneliktir. Avusturya teorisinin bireylerin çeşitli mallara kardinal mutluluk ya da “fayda” birimleri atadığını varsaymasına gerek yoktur fakat sadece onların en çoktan en az tercih edilene doğru sıralanabileceğini varsayar.
İnsan, Ekonomi ve Devlet’in 107–10’uncu sayfalarındaki sayısal örnekleri incelersek, modern bir Avusturyalının piyasa fiyatı oluşumunu nasıl açıkladığını görebiliriz. İki adamı değerlendirin, Metin ve Ali. Metin şu anda çok sayıda balık dolu fıçıya sahipken, Ali bir ata sahiptir. Aşağıdaki diyagramlar iki adamın subjektif olarak çeşitli miktarlardaki balık ve atı nasıl sıraladığını gösterir:
Metin’in (solda) ve Ali’nin (sağda) Subjektif Sıralamaları
Yukarıdaki diyagramda, parantezler kişinin söz konusu eşyaya sahip olmadığını belirtir fakat ona sahip olduğunu hayal edebilir ve gerçekten sahip olduğu diğer eşyalarla karşılaştırabilir. Böylece, Metin’in (solda) 103 fıçı balığa 102 ya da 101 fıçı balıktan daha fazla değer verdiğini görüyoruz. Metin’e bakacak olursak, dördüncü en iyi şey (şuan sahip olmadığı) bir ata sahip olmak olacaktır. Sonra, sıradaki en iyi sonuç sadece 100 fıçı balığa sahip olmak ve böyle devam eder.
Ali’nin (sağda) şu anda hiç balığı yok. Fakat 84 fıçıya sahip olmanın en iyi şey olduğunu düşünüyor, sonra sadece 83, sonra 82 ve sonra 81. (Değerlendirdiği senaryolardan)beşinci en iyi sonuç şuan sahip olduğu sadece bir ata sahip olmak olacaktır. Daha sonra, en iyi şey atına sahip olmak değil, bunun yerine 80 fıçı balığa sahip olmak olacaktır, ve benzeri.
Bir kez Rothbard’ın şemasını nasıl okuyacağımızı bildiğimizde hemen burada faydanılanacak bir “ticaret kazancı” olduğunu görürüz. Ekonomik değer subjektif olduğu için insanların bazı mülklerini mübadele etmeleri ve her iki tarafın da “daha değerli” eşyayla ayrılması mümkündür. Örneğin, ticaretten sonra her iki insanın da daha ağır nesneyle ayrılması imkansız olacaktır. Fakat, değer görecelidir ve dolayısıyla gönüllü ticaret her iki tarafın da daha az değerli bir şeyi daha değerli bir şey karşılığında vererek fayda sağladığı kazan-kazan faaliyetidir.
(Denge) Fiyatını Belirlemek
Metin ve Ali’nin tercih sıralamalarının basit incelemesinden, Rothbard bir atın, balıklar cinsinden değişim oranının ya da “fiyatının” kesin olarak saptanamayacağını söyler. Bunun yerine, sadece olası fiyatların bir aralığını belirleyebiliriz. Söyleyebileceğimiz şey Metin’in bir at için en fazla 100 fıçı balığı takas etmeye istekli olacağıdır, Ali ise atını vermek için en az 81 fıçı balık isteyecektir. Bu yüzden, eğer ticaret yaparlarsa, ekonomik analiz bir atın fiyatının 81 ila 100 fıçı balık aralığında bir yere düşeceğini söyler (İki adamın göreceli pazarlık bilgisi gibi diğer değerlendirmeler gerçek fiyatı tahmin etmek için gerekecektir)
Bununla birlikte, piyasaya daha fazla insanı dahil edersek ve pazarlık süreci hakkında makul varsayımlar yaparsak, belirsizlik bölgesi daralabilir. Bunu kanıtlamak için Rothbard, Metin gibi bir yığın balıkla fakat atsız başlayan üçüncü bir adamı, Feyyaz, dahil ediyor. İşte üç adamın tercih sıralaması:
Diyagramın gösterdiği gibi Feyyaz, 100 fıçıya kadar teklif etmeye istekli olacak Metin’in aksine, Ali’nin atı için en fazla 90 fıçı balık teklif etmeye istekli olacaktır.
Feyyaz’ın dahil olmasıyla, fiili uygulamada Feyyaz ve Ali’nin ticaret yapması mümkündür. Ne de olsa, Ali atını mesela 89 fıçı balık karşılığında Feyyaz’a verseydi her ikisi de subjektif olarak fayda sağlayacaktı.
Fakat Rothbard bu sonucun bir denge oluşturmayacağını iddia ediyor çünkü Metin itiraz edecekti. Ali’ye şunu söyleyebilirdi: “Hop, ne yapıyorsun? Ben memnuniyetle 90 fıçı verecekken neden atını sadece 89 fıçıya Feyyaz’a satıyorsun?”
Eğer denge fiyatını piyasa katılımcılarının hiçbirini bu şekilde bozmak için bir teşviğe sahip olmayacağı bir fiyat olarak tanımlarsak, o zaman Feyyaz’ın dahil olması olası denge fiyatlarını daralttı. Dengede Ali hala atını biraz balık için Metin’le takas edecek. Fakat Feyyaz’ın bir karşı teklifle alışverişi bozmasını engellemek için, bir atın olası fiyatlarının aralığı şimdi 91 ila 100 fıçı balıktır(orijinal aralığın daha geniş olan 81 ila 100 fıçı olduğunu hatırlayın).
Daha fazla katılımcı at ve balık piyasasının her iki tarafına da dahil oldukça, olası denge fiyatları bölgesi küçülmeye devam eder. Nihai olarak, tek bir noktaya düşer. Açıklamasında daha sonra Rothbard ekonomistlerin nasıl bütün insanların tercih sıralamalarını ele aldığını ve bu eşsiz denge fiyatında kesişen daha tanıdık arz ve talep eğrilerini inşa ettiğini gösterir.
Subjektivist Yaklaşım Fiyat Oluşumunun Eksiksiz Bir Teorisidir
Rothbard’ın örneğinin bir atın fiyatını (balıklar cinsinden) ekonomideki diğer fiyatlara başvurmaksızın açıklayabildiğine dikkat edin. Bu maliyet değer teorisinin ana sorunlarından biriydi. Sözgelimi, bir arabanın fiyatının inşasında kullanılan çeliğin, lastiğin, camın, ve emeğin maliyeti nedeniyle 10.000$ olması gerektiğini söyleyerek, maliyet değer teorisi yalnızca bir fiyatı (arabanın) diğer fiyatlara (çeliğin, lastiğin, camın vb.) istinaden açıklıyordu. Maliyet teorisi gerçekte piyasa fiyatlarını daha temel yapı taşları cinsinden açıklamadı. Fakat, Rothbard balık ve at piyasası örneğiyle tam olarak bunu başarır.
Ayrıca, Rothbard’ın yaklaşımının herhangi bir tipte mal ve hizmet için geçerli olabildiğine dikkat edin. Atların satış için yetiştirilmesi ya da bir gün önce “bedava” keşfedilmiş olması fark etmez. Bu yüzden subjektivist yaklaşım Picasso tablolarının da fıstık ezmesinin de fiyatını açıklayabilir. Buna karşın, maliyet değer teorisi en fazla yeniden üretilebilir malların (uzun dönemli) fiyatını açıklayabilir.
Jeff Tucker’in son zamanlarda dikkatimi çektiği gibi, bu nokta özellikle modern zamanlarda konu dijital malların fiyatlamasına geldiğinde önemlidir. Elektronik kitap gibi eşyalar belli bir sabit maliyete sahiptir fakat gerçekte sıfır marjinal maliyete sahiptir. Diğer bir ifadeyle, bir kez içerik için yazara ödeme yapıldığında (ve dağıtım ağı için sabit maliyetler ödendiğinde), yayınevinin ister 10 ekitap ya da 10 milyon satsın, üretim maliyetleri temelde aynıdır. Bu tip bir durumda, ilk bakışta bir ekitap yeniden üretilebilir mal olsa da ve maliyet teorisinin yetki alanına düşüyor gibi görünse de, modern subjektivist fiyatlama yaklaşımı piyasayı anlamlandırmak için gereklidir.
Subjektivist (Marjinalist) Teori Maliyet Teorisinin Doğruluğunu Bünyesine Katar
Modern subjektivist teori maliyet teorisinin doğruluğunu bünyesine katar. Diğer bir deyişle, maliyet teorisinin çalıştığı sınırlı durumlar ayrıca subjektivist teori tarafından da üstesinden gelinebilir. Bunu yapmak için, ekonomistlerin basitçe marjinal fayda gerçeğini dikkate almaları gerekir. Bunun anlamı insanların ticaretlerini bütün sınıflardan ziyade malların somut birimlerini kullanarak yapmasıdır (Marjinal fayda üzerine daha fazlası için bu makaleye bakın)
Örneğin, maliyet değer teorisi eğer bir malın fiyatı onu üretmenin maliyetinin altına düşerse, o zaman üreticilerin alternatif hatlara kayacağını ve arzda ortaya çıkan eksikliğin fiyatı yükselteceğini söylerdi. Subjektivist yaklaşım aynı hikayeyi anlatabilir çünkü bireyler ilk atı üçüncü attan daha önemli amaçlara tahsis edecektir. Böylece, ilk atın marjinal faydası üçüncü attan daha yüksektir ve atların miktarı azaldıkça, yukarıda özetlendiği gibi Rothbard’ın yaklaşımını kullanarak, atların piyasa fiyatı yükselme eğiliminde olacaktır (Bu basitlik adına yalnızca bir at kullanan yukarıdaki asıl örnekte açık değildir).
Sonuç
Subjektivist, marjinalist fiyat teorisi yaklaşımı eski maliyet teorisine üstündür. Modern yaklaşım daha temel yapı taşları cinsinden piyasa fiyatlarını tam olarak açıklayabilir. Subjektivist teori maliyet teorisinin açıkladığı her şeyi ve bir sürü diğer senaryoyu da açıklayabilir.
Yazar: Robert P. Murphy
İngilizceden Çeviren: Hasan K. K.
Opmerkingen