Hayek Üçgeni, bir ekonomideki harcamaların gösteriminde kullanılan üçgen şeklindeki bir diyagramdır. Üçgenin üst ve dar bölümleri üretimin tüketicinin eline ulaşma bakımından ilk aşamalarını (madencilik, ar-ge vs.), daha aşağıda kalan ve geniş bölümleri üretimin son aşamalarını (ulaştırma, ürünleri raflara yerleştirme vs.) temsil etmektedir. Bununla beraber y ekseni zamanı, x ekseni ise harcamayı göstermektedir. Tahmin edebileceğiniz üzere zamanın yönü ok ile gösterildiği gibi üretimin erken aşamalarından geç aşamalarına yani yukarıdan aşağı doğrudur. Harcamanın üretimin erken aşamalarına gidildikçe azalması ise üretimin 3 faktöre dayanmasından gelmektedir. Toprak, emek ve sermaye. Örneğin tüketicilerin üretimin en geç aşamasındaki ürünlere toplam 100 lira harcadığını düşünün. Bu 100 liranın 40 lirası toprak ve emek sahiplerine, kalan 60 lira ise üretimin bir üst aşamasındaki sermaye sahiplerine gidecektir(Verdiğim rakamlar gösterim amaçlı ve rastgeledir). Üretimin ikinci aşamasında ise 60 liranın 25 lirası toprak ve emek sahiplerine, kalan 35 lirası ise yine bir üst aşamadaki sermaye sahiplerine gidecektir. Bu işlem doğal olarak üretimin en erken,veya üçgende en üstte gösterilen, aşamasına kadar sürdüğü için elde edilen gelir üçgende yukarı çıkıldıkça azalacaktır.
Üçgenin asıl önemi, Avusturya iktisat ekolünün iş döngüsü teorisininin gösteriminde temel bir rol oynamasındandır. Burada ise ana faktör faiz oranları ve değişen faizlerin ekonomideki üretimin yapısını değiştirmesidir. Önce bunun serbest bir piyasada nasıl oluştuğuna bakmamız gerekli. Serbest bir piyasada faizler tüketicilerin tasarruflarıyla belirlenir. Tasarruflar arttıkça bankaların borç verilebilir fonları artar ve faizler düşer. Tüketim harcamaları azalır ve düşük faiz yatırımcıların üretimin erken (tüketiciye uzak) aşamalarına yatırım yapmaları için bir teşvik oluşturur. Eğer tasarruflar azalır ise tam tersine tüketim harcamaları artar, faizler yükselir ve yüksek faiz yatırımcının üretimin geç (tüketiciye yakın) aşamalarına yatırım yapmaları için bir teşvik oluşturur.
Yukarıda gördüğünüz Hayek üçgeninin 90° sola yatırılmış hali. Bu sefer x ekseninde soldan sağa doğru akan zaman, y ekseninde ise harcamalar bulunmakta. Az önce bahsettiğim faiz oranlarının ekonomideki üretimin yapısını değiştirmesi üçgen üzerinde gösterilmiş. Görüldüğü üzere sol köşesi B olan üçgende üretimin geç aşamaları diğer üçgene göre zaman bakımından uzamış ve genişlemiş. Bu faizlerin düştüğü bir ekonomiye işarettir. Yukarıda söylediğim üzere tasarruflar artmış, dolayısıyla faizler düşmüş ve doğal olarak tasarruflar artınca harcamalar azalmıştır. Bu da üçgenin sağ kenarında bir küçülme yaratmıştır. Ancak düşük faiz yatırımcıların üretimin erken aşamasına yatırım yapması için bir teşvik oluşturduğundan üçgenin sol tarafı uzamış ve genişlemiştir. Üçgenin bu şekle bürünmesi bir ekonomi için iyiye işarettir, tüketim geçici olarak azalacak ve ekonomi daha hızlı büyüyecek demektir. Tam tersi yani tasarrufların azaldığı ve dolayısıyla faizlerin yükseldiği bir ekonomide ise gerçekleşecek değişimin üçgen üzerinde gösterimi bunun tam tersidir. Tasarruflar azaldığı için harcamalar artar, dolayısı ile üçgenin sağ kenarı büyür. Ayrıca yüksek faizler yatırımcının üretimin geç aşamalarına yatırım yapmasını teşvik eder. Bu da üçgenin yatay kenarının kısalmasına ve dikey kenarının uzamasına sebep olur. Ekonominin önceki duruma göre daha yavaş büyüyeceğine işarettir.
Şimdi bir adım ileriye gitmenin vakti geldi. Yukarıda gördüğünüz grafikler Hayek üçgeni ile birlikte sürdürülebilir ve sürdürülemez büyümeyi anlatmak için kullanılan grafiklerdir. Bu sürdürülebilir büyümeyi anlatmaktadır. Tabi ki ilk önce biraz açıklama yapmam lazım. Sol üstte gördüğünüz bir Hayek üçgeni, ve bunun için artık bir açıklamaya ihtiyaç duyulduğunu düşünmüyorum. Sağ üstteki ise bir üretim olanakları eğrisi. Kaynaklarımızı kullanırken arada takaslar olduğunu ve üretimin bir sınırı olduğunu bize anlatan bir eğridir. Bu kullanımında bize bir ekonomide üretilen tüketim ürünleri ve sermaye ürünleri (traktör,buldozer,dikiş makinesi gibi tüketimde değil üretimde kullanılan ürünler) arasında bir takas olduğunu göstermektedir. Sermaye ürünlerinin üretimi x ekseninde “I“ yani yatırım olarak, tüketim ürünlerinin üretimi ise y ekseninde “C“ yani tüketim olarak gösterilmiştir. Eğri bize sadece belli oranlarda yatırım ya da tüketim yapabileceğimiz göstermektedir. Eğride “C“nin azalması ve “I“nin artması bir ülkenin daha hızlı büyüyeceğine işarettir, zira bir ekonomi tüketim ürünlerinin daha fazla üretilmesi ile değil sermaye ürünlerinin daha fazla üretilmesi ile büyür.
Sağ altta gördüğünüz Arz-Talep grafiği ise borç verilebilir fonlar piyasası için bir arz talep grafiği. Arz eğrisi az önce de bahsettiğim gibi halkın tasarruflarından oluşuyor. Bu yüzden “S“den “S’“ne geçerken tasarruf arzının arttığını ve buna karşılık olarak faiz oranının düştüğünü söyleyebiliriz. Şimdi hepsini beraber inceleyelim. Üçgende kırmızı çizgi ile çizilen yeni üçgenin dikey kenarının yani tüketim harcamalarının küçüldüğünü ve üretimin erken aşamalarının gösterildiği kısımın büyüdüğünü ve genişlediğini görüyoruz. Bu az önce anlattığım gibi ekonomide tasarrufların arttığına işarettir. Sağdaki üretim olanakları eğrisinde ise kırmızı ile çizilen ok ile bu gösterilmiş. Tasarruflar arttığı için “C“nin azaldığını ve “I“nın arttığını görüyoruz. Sağ aşağıdaki borç verilebilir fonlar için arz talep grafiğinde de bunu görebiliriz. Tasarruflar artmış, tasarruflar borç verilebilir fonlara eşit olduğu için arz eğrisi sağa kaymış ve faizler düşmüş. Düşen faizler ise üçgenin sağ kısmını küçültmüş ve sol kısmını hem genişlik hem uzunluk bakımından büyütmüş. Bu da yukarıda söylediğim gibi bir ekonomi için geçici olarak tüketimin azalması ve daha hızlı bir büyüme yoluna girmesi demektir. Bu grafiklerin bize anlattığı budur. Serbest piyasada, tasarruflardan gelen ve sürdürülebilir büyüme.
[1]
Sürdürülebilir büyümeye baktığımıza göre şimdi sürdürülemez büyümeye bakabiliriz. Buradaki fark araya merkez bankasının girmesi. Şöyle ki, sağ alttaki borç verilebilir fonlar eğrisinde yine arz eğrisinin sağa kaydığını ve faizlerin düştüğünü görüyoruz. Ancak bu sefer faizler halk tasarruflarını artırdığı için değil Merkez Bankası kredi genişlemesine gittiği için görülüyor. Şimdi üçgene geri dönelim, üçgende belirgin bir bozukluk var. Bu bozukluğun sebebi ise tahmin edeceğiniz üzere kredi genişlemesi. Şöyle ki, üçgenin hem dikey ,tüketimin gösterildiği, kısmı hem de sol tarafı yani üretimin tüketiciye en uzak aşamaları aynı anda büyümeye çalışıyor. Az önceki sürdürülebilir büyüme örneğinde ise bunun tersi bir durum vardı, halk tüketimi azaltıp tasarruflarını artırmıştı, bu da tüketimde kullanılan kaynakların serbest bırakılmasına ve üretimin tüketiciye uzak aşamalarına aktarılmasına ve uzun vadede hızlı bir ekonomik büyümeye yol açmıştı. Ancak bu örnekte kaynaklar tüketiciler tarafından serbest bırakılmadı, çünkü faizler tasarruflar ile değil Merkez Bankasının kararı ile düştü. Bu ekonomide bir koordinasyonsuzluk oluşturur. Kaynaklar hem tüketiciler tarafından daha fazla istenmeye başlanır, hem de erken aşama üreticiler tarafından. Sağ üstteki üretim olanakları eğrisi de bize bunu gösteriyor, gördüğünüz gibi hem C hem de I aynı anda artıyor, bu yüzden ekonomi geçici süreliğine de olsa eğrinin üzerine çıkıyor. Düşük faizin etkisi budur, kaynakları olduğundan fazlaymış gibi gösterir ve bir nevi ekonomiyi kör kütük sarhoş eder. Tabi alkol içerken güzel hissettirir ama ertesi gününüzü pek de güzel geçirtmez. En sonunda ekonomi uyanır, hem artan tüketime hem de artan üretime yetecek kadar kaynağı olmadığını ve bu sarhoşluk döneminde yapılan hatalı yatırımları telafi etmesi gerektiğini fark eder. Bu dönemde açılan ve düşük faiz içkisi olmasa hayatta kalamayacağı fark edilen işletmeler kapanır ve işsizlik baş gösterir. Bütün krizlerimizin sebebi budur, Merkez Bankaları ve yapay düşük faizler.
[1] Patrick Newman, Modern Monetary Theory: An Austrian Interpretation of Recrudescent Keynesianism, 2019, sf 8.
تعليقات